Alaattin Çakıcı’dan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tehdit içeren ve konusu Binali Yıldırım olan mektubu ODA tv (http://odatv.com/) tarafından 24. Mayıs .2016 tarihinde yayınlanmıştı.
Aradan oldukça uzun bir süre geçti. Binali Yıldırım hala Başbakan. Taraflar arasında nasıl bir uzlaşma olduğunun üzeri örtülü.
Alaattin Çakıcı kendi deyimiyle “ünlü bir kabadayı.” Bir Suç örgütü önderinin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a mektup göndererek, Başbakan Binali Yıldırım “Kendine ve çocuklarına dikkat etsin” mesajı verecek kadar cesur davranması; Siyasi iktidarın hangi ilişkiler içerisinde olduğunu belgelemektedir.
Çakıcı, mektubunda oğluna Binali Yıldırım tarafından “yanlış” yapıldığını iddia ederek bu konuda Yıldırım’ın MHP’li milletvekilleri aracılığıyla “Alaattin’le aramı bulun” ricasında bulunduğunu da öne sürdü.
Bir Suç örgütü liderinin “oğluma yanlış yaptılar” demesi; Binali Yıldırımın oğlunun Mafya’nın “iş alanına” girdiğini kastettiği anlamındadır.
“SÖZLERİMİ DİKKATE ALIN”
Alaattin Çakıcı, avukatı Can Sevinç aracılığıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gönderdiği Mektubunda, Başbakan Binali Yıldırım’ın Erzincan’da yaşanan ve içeriği açıklanmayan bir konu nedeniyle oğluna “yanlış” yaptığını ifade etti. Bu konunun kendisine MHP Milletvekili Durmuş Ali Torlak tarafından aktarıldığını belirten Çakıcı, cüretini daha artırarak “Yıldırım’ın başbakan yapılmaması gerektiğini” de savundu.
Çakıcı, söz konusu mektubunda “Sizin AKP milletvekillerinin, MKYK üyeleri il ve ilçe teşkilatlarınca bu sözlerimin dikkate alınmasının AKP’li seçmenin ve AKP’li olmayan seçmenin Aziz Türk Milleti’nin hakkıdır” dedi.
“HİÇ DİLE GETİRMEDİĞİM BİNALİ YILDIRIM HAKKINDA BAZI SÖZLERİ DİLE GETİRİYORUM”
Çakıcı mektubunu şöyle sürdürüyor;
“Bugüne kadar sözlerim yanlış anlaşılır diye hiç dile getirmediğim Binali Yıldırım hakkında bazı sözleri dile getiriyorum” , “Sayın Binali Yıldırım’a bu millet sadece milletvekilliğini teslim etti. Fakat AKP’yi 258’den 316’ya çıkaran sayın Davutoğlu’na 5 yıl görev vererek teyit eden ülkemiz ve coğrafyamız bir ateş sürecinden geçerken tepeden bir baskıyla çocukları hırsız olan bir adama hükümeti nasıl teslim edebildin? AKP’de ondan kat kat onurlu milletvekilleri varken onlardan birini geçirmeniz gerekmez miydi?”
Bu ifadeler gerçekten yenilir yutulur cinsten değil. Hele Bu cümleler Cumhurbaşkanına yazılıyorsa; ilişkiler vahim durumda demektir.
“KENDİNE VE ÇOCUKLARINA DİKKAT ETSİN”
Çakıcı, kendisine, Binali Yıldırım ile ilgili bir mesajı, MHP İstanbul milletvekili Durmuş Ali Torlak’ın ilettiğini söyledi. Mektubun yazılma gerekçesi olan konuyu açıklamayan ve sadece “Oğluma yapmış olduğu bir yanlışlık ile ilgili, Erzincan kaynaklı” diyen Çakıcı, Binali Yıldırım’a “Kendine ve çocuklarına dikkat etsin” mesajını da Durmuş Ali Torlak’ın aktardığını vurguladı.
Binali Yıldırım’ın da mesaj üzerine, MHP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan’a “Lütfen Alaattin ile aramı bulun” dediğini söyleyen Çakıcı şöyle devam etti: “Durmuş Ali Torlak şerefli bir ailenin evladı olduğu için bunu TV’ye çıkar anlatır. 40 yıllık dostum Celal Adan’a söylenmişse doğrudur. Çünkü ülkücüdür. Bir ülkücü için en önemli kavramlar vatan, bayrak, millet ve namustur. Politikada bile olsa namus kavramı işin içine girince doğru söylemek elzemdir. Bazen politikacılar koltuk için dingili bozuk kağnı arabası gibi ses çıkarabilirler. Konunun içeriğini Binali Yıldırım’dan ve Erzincan’da araştırarak öğrenebilirsiniz.”
Bu mektupta Alaattin Çakıcı; MHP ile AKP yöneticileri arasındaki sıkı bağı da deşifre etmişti.
“İKİ MEBUSTAN YARDIM DİLENEN BİRİ”
“Adı kabadayıya çıkmış Alaattin Çakıcı’dan korkan, iki mebustan yardım dilenen biri, ateş çemberinden geçen ülkemize ne gibi bir hizmet edebilir” diyen Çakıcı mektubunu şöyle sonlandırdı:
“Ama dersen ki sen ve Aziz Türk Milleti merak etmeyin, o benim sadece bürokratım, işin başında ben varım. Ben bu millete söz verdim ülkemde kimse by-pass yapamaz. Aziz Türk Milleti; tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek dil diye namus sözü verdim. Zannediyorum bu sözünüz, İnşallah ömrünüzün sonuna kadar da vazgeçmezsiniz. Size ve Aziz Türk Milleti’ne saygılarımla arz ederim.”
RTE’nin Türkiye’yi nasıl yönetmek istediği ve yönetirken kimlerden ilham aldığına ilişkin bir delil sayılması gereken mektup; 24. Mayıs .2016 tarihinde yayınlandıktan sonra da AKP ve MHP çevrelerinde şaşkınlık yaratmadı! Böylesi bir mektubun “olağan belge” sayılması da oldukça manidar bir durumdu.
İşte o mektup: