“CAMİİLERİ YAKTILAR” İDDİASI DA YALAN !

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Gezi’de camileri yaktılar” iddiasını, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İtfaiye Dairesi Başkanlığı yalanladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen 5 Haziran’da, Gezi Direnişi’ni hedef alarak, “Camilerimiz yakıldı bu kendini bilmezler tarafından işgal edildi” dedi. Liberal Demokrat Parti (LDP), tepki çeken iddiaya ilişkin İBB İtfaiye Dairesi Başkanlığı’na, İstanbul Valiliği’ne, İstanbul İl Müftülüğü’ne ve Diyanet İşleri Başkanlığı’na yazılı başvuru yaptı ve “hangi camilerin yakıldığını” sordu, “olaya ilişkin yapılan işlemlerin, tutanakların, kayıtların” paylaşılmasını istedi. 

Üç kurum iki ay önce yapılan başvurulara karşı sessizliğini korurken, İBB İtfaiye Dairesi Başkanlığı’ndan yanıt geldi. 

‘SON VERİLMELİ’

Daire Başkanı Remzi Albayrak imzalı yanıtta, “Bahse konu tarihte, zikredilen olayla ilgili kayıtlarımızda yapılan inceleme-araştırma neticesinde, tarafımıza cami yangını ihbarı yapılmadığı tespit edilmiş olup konu hakkında herhangi bir bilgi-belgeye rastlanılamamıştır” denildi. 

LDP Genel Başkan Yardımısı Hasan Kulaksız yanıt üzerine Erdoğan’a tepki göstererek, “Sorduk, öğrendik, yine kandırmışlar. İBB İtfaiyesi, Gezi olayları sırasında cami yangınına ilişkin ihbar kaydının olmadığını bildirdi.

Dilekçemizi alan diğer kurumlar henüz bir cevap vermedi. Anlaşılıyor ki birileri Cumhurbaşkanı’na bu konuda yanlış bilgi vermiş. Temennimiz Cumhurbaşkanlığı makamını yanıltma cüretini gösteren bu kişilerin isimlerinin kamuoyu ile paylaşılması ve görevlerine son verilerek haklarında yasal işlem başlatılmasıdır” dedi.

Ancak LDP yöneticisinin beklentisinin beyhude olduğu açıktır.

Asıl konu şu ki, kandırılma yok; yalan söyleme var. Kandırılma yalan ortaya çıktığında sarınılan bir gerekçedir. Doğal olarakta yalan söylemenin sürekliliği,  “Kandırıldım” bahanesine sarılmanın sürekliliğini sağlıyor.

Bilinen gerçek şu ki; Bir politikacının sürekli “kandırılması” da o kişinin karar vermekten yoksun oluşunun göstergesidir.

Yöneticilerinin yalan söylemesi  de ve “kandırılıyor” olması da ;  o yöneticileri kabullenen önemli sayıda bir toplumsal kesimin sağlıklı olmadığının delilidir.

Bir politikacının sürekli yalan söylemesi, psikolojik rahatsızlığının emaresi olması yanında; bulunduğu toplumun yalanı “gerçeğin ifadesi” sayıp inandığının ve dolayısıyla yalan söylemenin de o toplumun normali olduğunun verisidir.

Politikacının vasfı, içerisinde bulunduğu toplumun vasfının prototipidir.

Hastalıklı birey hastalıklı toplumun gerçekliğidir ve köklü bir toplumsal değişim olmadıkça toplumun hastalıklı bireyler tarafından yönetilmesi sürekli olacaktır.

Pin It on Pinterest