El Bab’ın bedeli ağır oldu. El Bab bölgesindeki Türk ordu birliklerine Terör örgütü IŞİD saldırdı; çatışma ve intihar saldırılarıyla 16 asker daha yaşamını yitirdi ve 33 asker yaralandı.
Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından başlatılan ve 120 gündür devam eden Fırat Kalkanı Harekatı’nda, Türk askerlerinin ilerlemeye çalıştığı El Bab yolunda konuşlandığı bölgeye terör örgütü IŞİD saldırdı.
TSK IŞİD çetesinin üç ayrı intihar saldırısı sonucu 12 askerin yaşamını yitirdiğini açıkladı. 6’sı ağır 18 asker yaralandı. El Bab bölgesinde sabah saatlerinde çıkan çatışmada ise 4 asker yaşamını yitirmişti.
Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yürütülen Fırat Kalkanı Harekatı sürecinde IŞİD militanlarının roket, havan ve bomba yüklü araçla yaptığı saldırılarda bugüne kadar 21 asker yaşamın yitirmişti. Bugün ki çatışma ve intihar saldırılarında katledilen 16 askerle birlikte bugüne kadar 37 asker yaşamını yitirmiş oldu.
Çatışmada yaralanan 38 asker, Kilis Devlet Hastanesi’ne getirildi. 9 asker ağır yaralı durumda.
IŞİD çetesinin intihar saldırısının püskürtülmesinin ardından yaralıların sınır hattına taşınması için çalışma başlatıldı. Kar yağışı nedeniyle ulaşımın güçlükle sağlandığı öğrenildi. İslami cihatçı çetenin saldırısında yaşamını yitiren askerlerin de bölgeye sevk edilen ambulans ve helikopterler ile Gaziantep Adli Tıp Kurumu’na taşınması için çalışma başlatıldığı bildirildi.
YARALI ASKERLER KİLİS’TE, ÇATIŞMA SÜRÜYOR
Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında kuşatılmış olan El BAB meskun mahallinin kontrol edilmesine yönelik harekat devam ettiği askeri yetkililerce bildirildi.
21 Aralık 2016 saat 21.00’a kadar meydana gelen gelişmelerle ilgili TSK açıklaması şöyle: “Muhalif unsurlardan oluşan Özel Görev Kuvvet Grupları tarafından, havadan ve karadan sağlanan yoğun ateş desteği ile El Bab’ın ele geçirilmesine yönelik ileri harekâta devamla, Bab-Halep yolunda tam kontrol sağlanmıştır. HAVA HAREKATLARI, bölgedeki TOPÇU birliklerimiz ve diğer ateş destek vasıtalarımız ile El Bab bölgesinde tespit edilen DEAŞ terör örgütüne ait hedefler yoğun olarak ateş altına alınmaya devam etmektedir.
Bilinen o ki; Türk ordusu IŞİD’in konuşlandığı bölgeleri vururken daha az zayiat vermişti. Ancak 21 aralık tarihinde, belli bir noktaya konuşlanmış olan Türk Ordu birliklerine IŞİD saldırdı ve zayiat fazla oldu.
Suriye topraklarında ilerlerken gerilla hareketine alışmış IŞİD’i yerleşik düzene geçtiği yerde ve zaman etkisiz hale getirmek görece olarak kolaylaşmıştı; Ancak TC ordusu belli bir bölgeye konuşlandığında IŞİD saldıran güç olduğunda tam tersi oldu.
IŞİD gerilla yöntemiyle savaşan bir çetedir.
IŞİD, başlangıçta, sürekli yerleşik güçlere saldırdı ve mevziler eldi etti. Ancak IŞİD kentleri ele geçirdikten sonra, Gerilla yöntemi uygulama koşullarını yitirmiş oldu. Çünkü IŞİD gibi gerilla yöntemi ile savaşmaya alışan bir gücün; Yerleşik düzende savunma savaşı vermesi zordur. Dikkatle incelendiğinde IŞİD kasaba ve şehirlere yerleştikten sonra kaçınılmaz şekilde yenildiği görülecektir. Yerleşik olduğu sürece yenilgisinin devam edeceği de bir gerçektir.
Kuşkusuz konuşlandığı kentlerde yenilmesi; IŞİD’in yok olması anlamına gelmiyor ve kent dışına çıkan IŞİD çeteleri tekrar yetkin olduğu savaş biçimini uygulayacaktır.
Saldırıdan sonra yapılan açıklamalarda, AKP hükümeti sözcüleri ve RTE; EL BAB’ın kuşatıldığını ve en kısa zamanda ele geçirileceğini iddia ettiler ve zafer kazanılacağını vurguladılar.
Bu büyük bir yanılgıdır.
El BAB’ın kuşatılması sırasında önemli sayıda Türk askerinin yaşamını yitireceği açık. EL BAB’ın ele geçirilmesi uğruna TC devletinin asker ölümlerini ve zayiatı göze aldığı aşikar. Ancak bilinmeyen; EL BAB şehri ele geçirildikten sonra; kent dışında konumlanacak IŞİD ‘in EL BAB’ı kuşatacağı ve vur kaç taktiği ve intihar saldırılarıyla Türk ordusuna çok daha büyük zayiat vereceğidir.
Dolayısıyla ilerleyen ordu birliklerinin EL BAB’da konuşlanmasından itibaren kent kuşatılacak ve Türk ordu birlikleriin içerisine girdiği ateş çemberinde epey can kaybı olacak.
İslami çetenin son saldırısı sonucu çok sayıda Türk askerinin yaşamını yitirmesi; Suriye topraklarında ÖSO’nun değil, Türk ordu birliklerinin “savaştığını” gösterdi. Uluslararası yorumcular; bu durumun; Türk ordusunun Suriye topraklarında “işgalci güç” olduğunu kanıtladığını belirtseler de; AKP Hükümeti bu tür eleştirilere kulak tıkıyor.
Daha önce yapılan açıklamalarda; Türk ordusunun Suriye topraklarında işgalci güç olmadığı, ÖSO’nun Suriye Hükümetine muhalif “yerel” bir güç olduğu ve Suriye devletine karşı mücadele verdiği, Türk ordu birliklerinin de havadan ve karadan ÖSO’ya katkı verdiği açıklanıyordu.
ÖSO nerede ?
ÖSO bir örgüt değil; çeşitli örgütlerden oluşan bir cephe gücü. Ancak İş zora binince bu örgütler “savaşı bırakıp” belli yerlerde konuşlandı ve o bölgelerde varlıklarını sürdürüyor. Dolayısıyla ÖSO Türk ordusu ile birlikte savaşmıyor. ÖSO ‘yu temsil ettiği söylenen beş-on sivil var Türk ordu birliğinin yanında. Bu sivil savaşçılar da göstermelik rol oynuyor. Yani Fırat kalkanı harekatını gerçekleştiren güç Türk ordusu.
Neden Türkiye Cumhuriyeti hükümeti; Türk ordusunun işgal gücü olarak nitelendirileceğini bile bile risk üstlendi
TC DEVLETİ NİÇİN SURİYE TOPRAKLARINDA
YPG’nin bölge de önemli bir güç olması ve IŞİD’i belli şehirlerden temizlemesi ve EL BAB’ ı da kuşatmayı hedeflediği haberlerinin alınması; TC devletinin harekete geçme gerekçesi oldu.
Türk Vatandaşları askerlerin ölmesine haklı tepki göstermelerine karşı; RTE askerlerin yaşamını yitirmesi ve yaralanmasını değil; EL BAB’ın kuşatılmasıyla birlikte bölgede önemli mevzii elde edildiğini öne çıkaran bir konuşma yaptı.
Başbakan; Bu süreci anlatırken “Teröre karşı mücadele Beka mücadelemizdir” dedi.
AKP çevrelerinde; Suriye kuşatmasının Hükümet açısından prestij getirecek bir dava olduğu ve dava uğruna ölenlerin “şehit” olduğundan bahisle, neredeyse aileler sevinmeli noktasında soruna yaklaşılıyor.
Bu yaklaşımın süreceği açık
Bu yaklaşım; Suriye’de işgal harekatını sürdüreceğiz demenin tercümesidir.
Bu nedenle daha çok askerin yaşamını yitireceği de açık.
Niçin askerler ölüyor diye dövünmek; Yoksul Türk askerlerinin ölmesini engellemeyecek.
Bu ölümlerin sorumlusu, Suriye’de iç savaş çıkaran ve bu iç savaş sürecinde IŞİD’in güç kazanmasına katkı sunan AKP Hükümetidir. İkinci olarak İÇ savaşla yetinmeyip IŞİD’in arkasından gidiyorum diyerek Suriye topraklarına işgalci güç olarak girmenin sorumlusu da AKP Hükümetidir.
Tersinden düşünün; Suriye ordusu, IŞİD i takip ediyorum diyerek Türkiye topraklarına girmesi kabul edilebilir mi? Bu soruyu soran Suriye halkı sizin askerinizin EL BAB önlerinde yaşamını yitirmesine duyarlı olabilir mi?
NE YAPILMALI
Sosyalist partiler ve politik kimlikler; “Yapılacak en doğru şeyin; Türk ordusunun acilen Suriye topraklarından çıkmasını; IŞİD’le savaşan ve Suriye yurttaşı olduğu için yurdunu savunma haklılığı olan PYD ve YPG’nin İslami Cihatçı çeteleri temizlemesine destek verilmeli” demektedirler
Kaldı ki; IŞİD’i Halep’ten çıkaran Suriye ordusunun, bölgeyi İslami cihatçılardan temizlemesine Rusya ve İran gibi katkı vermek doğru ve yapılması gerekli olandır.
Ya yoksa daha çok eve ateş düşecek ve Bugün yapılması gereken Suriye halkının Çetelere karşı savaşını destekleme ve “geri çekilme”; yarın çok daha büyük kayıplar verilerek yapılacaktır.