ERZİNCAN’DAKİ SİYANÜR SIZINTISINA GÖZYUMAN ÇEVRE BAKANLIĞI YÖNETİCİLERİNE SUÇ DUYURUSU

Erzincan’ın İliç ilçesinde Anagold Madencilik’e ait maden sahasında siyanür sızıntısı yaşanmış ve şirkete 16,4 milyon lira para cezası kesilmişti. Sızıntının 20 ton olduğu ve Fırat Nehri’ne karıştığı iddia edilmişti. Ancak şirketten yapılan açıklamada, sızıntı olan siyanür miktarının 8 kilogram olduğu ve nehre karışmadığı ileri sürülmüştü.

Sızıntıyı ortaya çıkaran aktivist Sedat Cezayirlioğlu, madenin yakınında çektiği görüntülerde sızıntının Fırat Nehri’ne karıştığını iddia etmişti.

BAKANLIK VE ŞİRKET YÖNETİCİLERİNE SUÇ DUYURUSU

Cezayirlioğlu, olayın ardından bugün İliç Cumhuriyet Başsavcılığı’na Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkilileriyle Çevre Denetimi Daire Başkanı Barış Ecevit Akgün hakkında  “görevi kötüye kullanma, suç delillerini gizleme, değiştirme ve yok etme, temel milli yararlara karşı faaliyette bulunmak üzere yarar sağlama, çevrenin kasten kirletilmesi”; Anagold Madencilik A.Ş. Yönetim Kurulu üyeleri hakkında “çevrenin kirletilmesi, içme suyuna zehirli madde katma, temel milli yararlara karşı faaliyette bulunmak üzere yarar sağlama” suçlamalarıyla yargıya başvurdu.

“SUÇ DELİLLERİNİ YOK ETME, GİZLEME VE DEĞİŞTİRME SUÇUNU İŞLEDİLER”

Suç duyurusu dilekçesinde, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri su akışının olduğu dereyi kasten kuru dere olarak göstermek suretiyle TCK 281. madde ‘Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’ suçunu işlemişlerdir. Böylece sudan analiz yapılmasını ve su alıcı ortamındaki siyanür ve diğer zehirli maddelerin ortaya çıkmasını engellemeye çalışan kamu görevlileri suç delillerini gizledikleri gibi, görevi kötüye kullanma suçu da işlemişlerdir” denildi.

Çevre Bakanlığı’nın “Yapılan incelemede; boru hattından kaynaklanan sızıntının tesis sınırlarının dışına taşarak eğimli arazide aktığı, mevsim itibarı ile alt kotta bulunan dere yatağında herhangi bir su akışı bulunmadığı, dolayısıyla kuru dere yatağına ulaşan herhangi bir kirlilik olmadığı tespit edildi” iddiasına karşı

Cezayirlioğlu, CHP Erzincan İl Başkanı Ayhan Doğan’la birlikte siyanürün Fırat Nehri’ne karıştığını iddia ettiği noktaya giderek video çekti ve Çevre Bakanlığının açıklamasının doğru olmadığını delillendirdi.

Cezayirlioğlu, çektiği videoda su akışının olduğu dereyi göstererek “Akmayan kuru dere dediği, Fırat Nehri’ne 300 metre yakınlıktaki bu dereye karıştı” dedi.

“PİS KOKU ETRAFA YAYILMIŞ DURUMDA”

CHP’li Doğan ise siyanürlü suyun Fırat Nehri’ne doğru akan dereye karıştığını ileri sürerek, “Siyanürün ne kadar zararlı olduğunu hepimiz biliyoruz. Bugün bu siyanür bu su aracılığıyla Fırat’a karışmış durumda” diye konuştu. Doğan, yetkililere şu çağrıda bulundu:

“Bundan sonraki süreçte yetkililer bu patlamayı göz önüne alırlar. Çünkü burada nefes bile almakta zorluk çekiyoruz. Pis kokular etrafa yayılmış durumda. Umarım yetkililer bir an önce bu durumu çözerler. Altının insan sağlığı, doğa ve yaşamdan daha önemli olmadığını bildirirler.”

“KESİLEN CEZA 16,4 MİLYON LİRA; VALİLİĞE YAPTIĞI BAĞIŞ 50 MİLYON LİRA”

Cezayirlioğlu’nun avukatı İsmail Hakkı Atal ise Anagold Madencilik’e 16,4 milyon lira ceza kesildiğini kaydederek, “Bu ceza şirket için hiçbir şey ifade etmiyor. Zira bu şirketin geçen yıl Erzincan Valiliği’ne yaptığı bağış 50 milyon lira. Erzincan Üniversitesi’ne yaptığı bağış 30 milyon lira. Bu şirketin Türk halkını zehirleyerek ürettiği altın karşılığında bu kesilen ceza devede tüy bile değil” dedi.

Atal, Çevre Bakanlığı yetkililerinin siyanürün aktığı iddia edilen dere hakkında “Kuru dere” diye rapor tuttuğunu, ancak bu derenin aktığını dile getirdi. Atal, Çevre Bakanlığı yetkililerinin “suç delillerini gizlediğini” ileri sürdü.

Gerçekleşen vakanın akışı ve vakayı yaratan organizasyon ; Erzincan’ın Ilıç ilçesinde gerçekleştirilen doğa katliamı olayında da; devletin her kademesinde görev alan yöneticilerin, “hediye, bağış” adını verdikleri menfaat ilişkisiyle perdeleyici olarak suça iştirak ettiğinin somut delilidir.

Her doğa katliamı, organizegerçekleştirilen vakadır.

Burjuva sınıfın sömürü çarkının dönmesi sürecinde, devlet kurumlarının ve yöneticilerinin yolsuzluk organizasyonuna katılmasında en önemli ve etkin aracın rüşvet olduğunun bir örneğidir bu vaka.

Pin It on Pinterest