HDP’Yİ ELEŞTİRMEK

Yazdıklarımı okuyanlar bilir. Ben en çok eleştiriyi kendime ve kendime yakın olanlara yaparım. Çünkü eleştiri bana göre bir yardım aracıdır. Kendimin ve dostlarımın eksikliklerini ve yanlışlarını görmek, bununla yüzleşmek, bu yanlışlardan ders çıkarmak hiç kuşku yok ki geliştirmenin en sağlıklı yoludur. İnsanlık milyonlarca yıldır yaşadıkları deneyimlerde yanlışlarından uzaklaşarak bu günlere gelmiştir. Eleştiri dosta yapılır. Düşmana yapılmaz. Şahsen ben dostlarımın değil, karşıtlarımın zaaflı, hatalı ve yanlış olmaları ve bu yanlışlar nedeniyle başarısız olmalarını tercih ederim.

Eleştirmek sahiplenmektir. İnsan sahiplendiklerini düzeltmeye onarmaya başarılı kılmaya çalışır. Eleştirmek düzeltme işine katkı sunmaktır. Bu nedenle dostlarımız arasında eleştiri ortamının gelişkin olması gerekir. Doğrusunu belirtmek gerekirse bir eleştiri hareketi olarak gelişen kürt demokrasi hareketinde son dönemlerde başarının en güçlü silahı olan eleştirinin sağlıklı yürütülemediğini, eleştirilerin önünün kesildiğini, hatta eleştirenlerin dışlandığını belirtebilirim. Bu nedenle başta HDP olmak üzere birçok kurumda eleştirel bir katılımın giderek imkânsızlaştığı da söylenebilir. Bu nedenle HDP güç kaybediyor, dostlar güçsüzleşiyor. Biz kaybediyoruz.

Son günlerde HDP’ye dönük eleştiriler ve saldırı boyutunda giderek artıyor.. Sistem içerden ve dışardan HDP’ye yükleniyor. Bazıları da mal bulmuş magribi gibi fırsatı değerlendirip HDP’yi yıpratmaya çalışıyor. Bu girişimler Sadece HDP’yi hedeflemiyor. Aynı zamanda ve esas olarak da HDP’yi var eden halk gerçekliğini hedefliyor. HDP ve halk arasındaki çelişkiler derinleştirilmeye çalışılıyor. Bu girişimler tehlikeli bir hal alıyor.

Bir yandan bu çökertme ve diz çöktürme çabaları, diğer yandan yanlışta direnmeci savunmacı zihniyet. Evet, Evet bu savunmacı zihniyet HDP’yi geliştirebilecek yapıcı eleştirilerin önünü açacağına yanlışlara kendisini siper etmiş gelişmeye direniyor.

Şurası unutulmamalıdır ki direnmek ancak zaaflar aşılarak sağlanabilir. Doğadaki her şey gibi HDP de mükemmel değildir. ve düzeltilmeye muhtaçtır. Bunun içinde dostların eleştirilerine kulak verilmeli ve gereken yapılmalıdır.

Bazı dostlar “eleştirmek sorumluluk almaktır” düzeltmeye katılmayı gerektirir” demektedir. Doğrudur. Ancak her eleştiriyi dışlama nedeni sayan bir anlayışta, eleştirilerin içerden ve sorumluluk alarak yapılması imkânsızlaşır. Bu durumda dostlar dışardan eleştirmek zorunda kalır. Bu dostlar, eleştirenlerin sorumluluk almalarını istiyorlarsa eleştirenlerin dışlanmasına seyirci kalmamaları gerekir.

Son dönemlerde “Halk HDP’den uzaklaşıyor ”söylemleri dile getiriliyor. Bu doğrudur. Halk HDP’den uzaklaşıyor ama halk hiçbir zaman HDP’karşıtı bir cephede yer almıyor. Çünkü HDP’yi var eden halktır. HDP bu halkın çocuğudur. Yanlışlarına yaramazlıklarına üzülüp kahroluyor. Halk bu tavrıyla HDP’yi uyarıyor.

Kuşkusuz baskılar yoğun ve bir o kadar da ağırdır. HDP etkinliklerine halk eskisi gibi katılamıyor. Bunda saldırıların payı büyük. Ama HDP’nin halkı temsildeki hataları da görmezden gelinemez.

“Halk saldırılar nedeniyle gereken desteği sağlayamıyor” açıklamaları kanımca bu desteğin azalmasında HDP’nin zaaflarının gizlemeye dönük, yanlışı savunmacı bir zihniyetin ürünüdür. Bu halk en ağır koşullarda bin bir çeşit bedel ödeyerek varlığını kanıtlamış bir halktır. Bu anlayış kendini mükemmel görme, hataları halka yıkma anlayışıdır. Bu yaklaşımlar mutlaka ve hemen terk edilmelidir.

Herkes şunu çok iyi bilmelidir. Halk yarattığı demokratik değerlerin yanındadır. Sorun halkın bu değerlere sahip çıkmaması değil HDP’nin bu değerlere ne kadar bağlı kaldığıdır.

HDP, halkın yapıcı eleştirileri ile sistemin yıkıcı yaklaşımlarını bir birine karıştırmamalı, dost eleştirilerin önünü açmalı, dışladıklarıyla yeniden ve doğru zeminde buluşmanın yollarını açmalıdır.

 

TAYFUN İŞÇİ

Pin It on Pinterest