Recep Tayyip Erdoğan’ın boy boy resimleri, tüm büyük ve küçük kentlerin ve ilçelerin sokaklarına asıldı. Caddeler RTE afişleriyle dolu.
Tayyip Erdoğan her şehri dolaşıyor. Vakti olsa tüm ilçeleri de dolaşacak.
Tüm il ve ilçelerde AKP li belediye başkan adaylarının resimleri; RTE nin resimlerinin örtüsü altına silikleşmiş halde yerleştirilmiş.
Bu durum, tüm il ve ilçelerde RTE’nin belediye başkanı olduğu izlenimini yaratıyor.
RTE’nin bu kadar öne çıkması kendini “her şeye muktedir” olarak görmesi ile ilgili. Bir lider, ancak önünde son çare kaldığında, her şeyi göze alıp kimliğini kumar masasına koyar. Megaloman kişiliği nedeniyle RTE, bu karakteristik pratiğe sürüklendi.
Her gün yaptırdığı anketlere baktıkça ürken RTE; Belediye Başkanlıklarının kaybedileceğini görmenin endişesiyle son kozunu oynamak zorunda kaldı .
RTE’nin “Anketlere güvenmiyorum” diye açıklama yapması; yurttaşların büyük çoğunluğunun AKP li belediye başkanı adaylarının aleyhinde oy vereceğinin itirafıdır. Bu nedenle RTE elinde kalan son koza sarıldı ve adaylar da RTE’nin kitle üzerinde var olan “itibarını” kullanmasına kendi isimlerinin silikleşmesi pahasına kabul ettiler. AKP li Belediye başkanı adayları, RTE’nin oluşturduğu etkiyle seçimi kazanacakları ihtimalini artıracağı kanısıyla RTE’nin paçasına sarıldılar.
Ankara Belediye Başkanlığına aday Mehmet Özhaseki’nin; “Arkamda ağam var !” diyerek, RTE’ den güç aldığını ifade etmesi; “Recep Tayyip Erdoğan’ın paçasına tutunma” durumunu kabullendiğinin göstergesidir. Seçim propagandası için harcamaların RTE tarafından, devlet kasasından “el titremeden” bol kepçe yapılması da, Belediye Başkan adaylarının “ağaya” bağlılığını zorunlu kıldı.
Özhaseki’nin sözleri; durumun açık ve net ifadesidir.
Bu durumun kabulü; seçimlere katılan partinin AKP değil; RTE Partisi olduğunun kabul edilmesidir. Ki, AKP logosu; seçim afişlerine görünmeyecek kadar küçük yerleştirilmiş durumda. AKP’nin bir parti olarak ismi var kendi “yok” olduğu; bir kanı değil gerçeklik.
AKP’nin parti olarak hükmünün olmadığı ve yandaşları nezdinde RTE’nin “itibar” sahibi olduğu, her yerde dillendiriliyor.
RTE ‘nin tek adam oluş sürecinde, AKP nin parti kimliği de aşındı.
RTE’nin, seçim kazanmak için her yolu deneyecek kadar cüretkar olması ile AKP’nin mecliste olmasının doğrudan ilgisi olduğu ve herkesin RTE’nin ağzına bakması ve yularını RTE ye vermesi; RTE’nin konumunu güçlendirdi yandaşlar gözünde.
Şimdi sadece RTE var.
AKP’nin parti kimliğinin aşınması ve hatta “hiçleşmesi”; Recep Tayyip Erdoğan’ın parti kadrolarına “takmamasının da” zemini oldu.
Açıkça görülen bir durum da; Recep Tayyip Erdoğan’ın, AKP kurmayına ve atadığı Belediye Başkan adaylarına da güvenmediğidir. Bu nedenle de, RTE; seçilecek Belediye Başkanlarının üzerinden ellerini çekmeyecek. Bu niyetini Belediye Başkanları seçim bildirgesinde açıkça ilan etti. Bir çok madde yanında RTE; seçim bildirgesine; Belediyelerde “ihaleler açık olacak” diye bir madde koydu.
“İhalelerin açık olması” koşulunun; ihalelerin kamuoyu denetimine değil; RTE’ nin denetimine ve emrine açık olmasına ilişkin olduğu açıktır. Bu koşulun seçim bildirgesine konulması, AKP’li Başkan adaylarına; “ihaleler benden habersiz yapılmayacak” ihtarıdır.
Açıkçası, RTE; Kentlerin de gelir/giderlerini denetim altına almayı hedefine koydu. Kamu kuruluşlarını satan RTE; Kent rantına göz dikti. Özellikle büyük şehirlerde iştah kabartıcı ihalelere el atmak RTE’nin şimdi ki esas hedefi.
RTE’nin bu kadar öne çıkması; aslında bir risk. Çünkü özellikle Ankara ve İstanbul gibi illerde Belediye Başkanlıklarını ele geçirememesi RTE’nin topun ağzına oturması demek.
İttifakın diğer ortağı MHP Başkanı Bahçeli RTE kadar gayretli değil. RTE’nin aşırı biçimde öne çıkmasına karşın Bahçeli’nin geride durmasının; yenilginin faturasını RTE’ye yükleme hesabıyla ilişkili olduğu siyasi çevrelerin dillendirdiği bir olgu.
AKP adaylarının seçim kaybetmesi, RTE’nin oylanması demek olacak ve RTE kaybederse; “Başkanlık” iktidarı sorgulanır olacak. Ki bu da normal bir durumdur. Bu durumdan rahatsız olan AKP kadroları var; ama sessiz kalma kurnazlığı tercih ediliyor. Kuşkusuz RTE iktidarı sarsıldığında; ilkin bu unsurlar gemiyi terk edecekler. Bu tutum, “gemiyi ilk terk edecek unsurların çıkarları için, “her şeyi feda etmeğe hazır” kişilikte olduklarının belgisidir.
RTE bu durumu biliyor ve Her şeyi ve yolu deneyerek, son şansını “iyi” kullanmanın peşinde.
AKP yandaşları arasında da konuşulan bir mavra var; “RTE; kendini klonlayıp her il ve İlçeye Başkan olsun! deniliyor.”
Gerçekten de elinde olsa; RTE kendini klonlayacak ve her il ve ilçeye kopyasını “başkan” yapacak.
Ama mitingler de; anket sonuçlarını teyit eder gibi RTE’nin ihtirasına olanak sunacak görüntü vermiyor. Çoğu kentte yapılan mitinglerde RTE hüsrana uğruyor.
Görünen tablo o ki; RTE için durum vahim.
‘Kabullenilmesi zor olacak’ kadar vahim olan tablo karşısında, RTE’nin; seçim sonuçlarını biçimlendirecek yöntem ve aracı pratiğe sokma konusunda hazırlıklar yapılmasını emretmediğini sanmanın, bariz saflık olacağı, siyasi çevrelerde dillendirilmeye başlandı bile.