Dünyanın tüm gerici ülkelerinde kaçınılmaz son…
Muharrem Ayı; Şiilerin, Alevilerin, Kerbela katliamının acısını yüreğinde hissedenleri tüm canların acı günü.
Sessiz, reklamı yapılmadan, sponsorlar aracılığıyla yardım kampanyaları yarışına girilmeden, komşusunu bırak aile içindeki insanların bile tutup tutulmadığına karışılmadan, belediyelerce iftar çadırları kurulmadan, devlet bütçesinden ödenek ayrılmadan, yaptığı günahların, çaldığının, kıydığı canın diyetine saymadan “AF DEĞİL” (“YASI MATEM ORUCU” Ağlama ve Üzüntü Orucu) olarak tutanlara aşk olsun.
Suya ve sabuna dokunmayanın kirlendiği, tuzun koktuğu bir toplumda, kirlenmeyen ve kokmayan insanlara aşk olsun.
Haksızlıklara göğüs germenin, aynı zamanda bedel ödemek olduğu, haklının yanında olmanın, her türlü aşağılanmaya ve küfre layık sayıldığı bir toplumda dik duranlara aşk olsun.
Haksızlık, hukuksuzluk, yoksulluk, yolsuzluk karşısında ve insan hakları mücadelesinde geriye bir tek adım atmayanlara, bir tek çocuk bile açken yatağına tok yatmayanlara, insanlığını, onurunu üç kuruşa satmayanlara aşk olsun.
Dün söylediğini bugün inkâr etmeyenlere, yanlışın yolundan gitmeyenler, namuslu, onurlu insanlara iftira etmeyenlere aşk olsun.
Doğaya ve insana sahip çıkanlara, yüreğine insan sevgisi ekenlere, eline, diline, beline sahip çıkanlara aşk olsun.
Ülkeyi, ülküyü, inancı ve bilinci sınırlardan ibaret saymayanlara, ülkenin varlıklarını satıp soymayanlara, haram lokma ile ıkına tıkına doymayanlara aşk olsun.
Herkesin bir bedeli değil, değerinin olduğuna inananlara, kendisi yanmasa da yanan canlarla yananlara aşk olsun.
Aklı ile vicdanı arasında kaldığında vicdanının sesini dinleyenler, sürü olur çobanlara güdülmeyenlere aşk olsun.
İnancına ve acına saygı duyanlara, tüm canlıları tek yüreğe koyanlara, “benim Kâbe’m insandır” diyenlere aşk olsun.
İbadetle ticareti aynı tutanlara, yetim hakkını, haramı yutanlara, vatanı satanlara kafa tutanlara, aşk olsun.
Yanlışı söylemekten çekinmeyenlere, sözünü yanlışa sakınmayanlara, kibri madalya gibi takınmayanlara aşk olsun.
Olduğu gibi görünüp göründüğü gibi olanlara, ahlakı doğrulukta bulanlara, “eşeği çayıra salanlara” aşk olsun.
Kini kibri yüreğinden atanlar, dünya insanıyla el ele tutanlar, yoksulun ocağında od olup tütenlere aşk olsun.
Sınıfı, sınırı yok etmek için, sofrada yemeği çok etmek için, kazandığını hak etmek için, çalışanlara aşk olsun.
Yaşama barışa emek verene, kadını erkeği kardeş görene, hak yoluna canın başın verene aşk olsun.
Taciz tecavüze karşı durana, kadına çocuğa sille vurana, yetmiş iki canı aynı görene aşk olsun.
Daha fazla var da yeter şimdilik, saklı yapılırsa makbul iyilik, kötülüğü yapan bulsun kötülük, iyilere iyiliğe aşk olsun.
HİKMET DÖNMEZ