“Konya Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından bastırılan “Sigaraya Hayır” afiş ve broşürleri toplatıldı. Toplatılan afiş ve broşürler; Sağlık Bakanlığının “Dumansız hava” kampanyası kapsamında basılmıştı.
Sağlık Bakanlığı’nın yılardan beri rutin gerçekleştirdiği “Sigaraya Hayır” kampanyasına Konya’da ara verildi. Toplumu uyarıcı “HAYIR” kampanyalarında olduğu gibi bu yasak ta; “Hayır” kelimesi içeren faaliyetlerin referandum süreci boyunca örtülü yasak göreceğinin kanıtı oldu.
Sözcü Gazetesinden Deniz Ayhan’ın haberine göre; Konya’nın çeşitli bölgelerinde ev ve işyerlerine dağıtılmaya başlanan ve panolara asılan afiş ve broşürlerin dağıtımı durduruldu ve toplatıldı. Konya’da ‘sigaraya hayır’ afişlerinin toplatılma gerekçesi; “ referandum için yanlış algı oluşturur.” İdi.
Toplatılan afiş ve broşürlerde de, şu ifadeler yer alıyordu:
“Neyi kazanmak istediğinize karar verin… Çocuklarınızı zehirlemek ister misiniz? İktidarsız olmak ister misiniz? Tekerlekli sandalyede bir yaşam mı sürmek istersiniz? Kanser olmak ister misiniz? Kalp krizi geçirmek ister misiniz? “HAYIR diyorsanız, hayatınızı ve geleceğinizi kazandınız.”
Kampanyanın durdurulmasına ilişkin fikri sorulan AKP Konya Milletvekili Abdullah Ağralı da, “Broşürler önceden basılmış, yanlış anlaşılmaya neden olmaması için dağıtımı durduruldu” diye konuştu.
Siyasi iktidar; Recep Tayyip Erdoğan’ı Mutlak muktedir olarak hüküm sürmesine dayanak olacak şekilde Anayasa’nın değiştirmesine yönelik oluşturulan kanun tasarısının halkın onayına sunulma sürecinde “baskıyı” artırdı. Referandum sürecinde, açık ya da örtülü dayatmalar gerçekleştiriliyor. Bu dayatmacı politika, kurulmak istenilen siyasi sistemin niteliği konusunda ipuçları veriyor.
Siyasi iktidar; Hayır kampanyası yürüten kurum ve bireylere karşı saldırı politikası izlerken, kampanya dili de “psikolojik yıldırma, korkutma ile etkileme” formunda. “Hayır” diyenleri; “Terörist, hain, şeytan” olarak tanımlama, savunduğu şeye güvensiz politikacıların karşıtlarına saldırırken başvurduğu yöntem.
Öte yandan Toplumsal yaşamın her alanında, “Hayır” sözcüğünü yasaklama ve neredeyse “ilişkiler zemininden” kovma pratiği; referandum sürecinde başvurulan dayatma tarzı oldu.
Kaybetme korkusu akılları esir alınca; Dayatılma trajik komik bir noktaya vardırıldı. Camilerde, çarşılarda ve evlerde; yüzyıllardır insanların birbirlerine söylediği “Hayırlı İşler” cümlesi terk edildi.
Yeni yasakların referandum sürecinde sürdürüleceği kanaati yaygınlaştı.
AKP’nin uyguladığı politikayı değerlendiren sosyal bilimcilere göre; “Bu yasakçı tavır; AKP iktidarının halkı “aptal” saymasının örneği. AKP kadroları, Anayasa referandumunda oy verecek yurttaşların Her gördüğü hayır sözcüğünden ve içerisinde hayır kelimesi yer alan her cümleden etkilenecek kadar ‘uymaca akıllı’ sayıyor. Aslında bu yaklaşım, politikacıların halkı aşağılama biçimidir”
AKP iktidarının halkın dikkatinden uzak tutmak istediği gerçeklik; Anayasa değişikliğinin, tek adam iktidarını inşa etme isteğini kurumsallaştırma çabası olduğudur. AKP sözcüleri; toplumsal çatışmayı çoğaltacak bu yönetim biçimini “demokrasi” olarak lanse ettikleri için bu aldatmacayı açığa çıkaracak her eylem ve söyleme karşı savaş açtılar.
Halkın yanılsamalı bilinç durumuna denk düşen değer yargılarını kendi lehinde kullanarak iktidar olan politikacıların en korktukları şey çıkarları doğrultusunda “sanal” malzemeyle inşa edilen kaleleri yıkacak “gerçek” olgular ve bu olguların ifadesi olan söylemdir.