Haber/Özge ÖZGÜNER
“Sağlık sisteminde reform yaptık, özel hastanelere gidebiliyorsunuz, eczane ve muayene kuyruğu artık yok!” son 10 yılın belki de en büyük söylemlerinden biridir bu. Sıra bekleme sorununun çözülemediği gibi bir de üstüne paramız da gider oldu.
31 Aralık günü yayınlanan üç ayrı mükerrer gazete içindeki çok sayıda değişiklik arasında, hastane ve ilaç katkı paylarında da değişiklik yapıldı. Zamlı katılım payları 1 Ocak gününden itibaren uygulanmaya başlandı.
“Özel hastanelerden herkes dilediği gibi faydalanabilecek, ceplerinizden doktorun elini çekeceğiz” sözleriyle başlayan reform sayesinde aradaki fiyat farkı öyle büyük bir uçurum oluşturdu ki kime ait olduğunu bile bilmediğimiz elleri birden bire cebimizde buluverdik.
Eskiden hastaneye sabah erkenden gider muayene olabilmek için uzun kuyruklarda bekleyip randevumuzu alırdık ama şimdi telefonla ya da internet üzerinden randevu alabiliyoruz. Daha bundan birkaç sene öncesinde bir vatandaşın şikayeti üzerine Sağlık Bakanı da denedi ama telefonla randevu alamadı. Evet belki hastanede kuyruk oluşumunun önüne geçildi ama telefonun başında randevu alabilmek için bekleyen kuyruklar oluştu..
“Emeklilik” ve “sağlık” adı altında sosyal güvenlik ikiye ayrıldı. Direkt vatandaşın cebine para veren emeklilik sistemiyle oynanıp emekli aylıkları düşürüldü. Bunun tam tersi olarak da vatandaş hastalandıkça para verilen sağlık yatırımcıları ise sevindirildi. Doğrusal trend analizi sonuçları incelendiğinde 2000-2012 yılları arasındaki trend eğiminin bariz artış yönünde olduğu anlaşılmaktadır. 2000 yılında %5,2 olan toplam sağlık harcamalarının gayri safi yurt içi hasıla içindeki payına ilişkin uygun trend, 2012 yılında %5,8’e yükselmiş ve “0,6 birim/12 yıl” artış sağlanmıştır. Tahmin sonuçlarına göre söz konusu oranın 2018 yılında %6,1; 2020 yılında ise %6,2 olması beklenmektedir. Bu arada hekimleri ve sağlık personeli de tıpkı işçiler gibi üretim bandının işçileri yapıldı, ne kadar çok muayene ederlerse, ne kadar çok kesip biçerlerse o kadar para kazanıyoruz zannettirip sağlık yatırımcılarına para kazandırılmaya devam ediliyor.
Eskiden hastaneye parasız gidip, tedavi olup ve tedavi sonrası para ödeyemediğimiz taktirde hastanede rehin tutulurduk. Evet artık rehin kalmıyoruz, daha hastaneye dahi girmeden kimliğimiz alınıyor ve TC kimlik numaramızla SGK’den sorgulama yapıyorlar. Sorgulama sonucunda yani provizyondan olumlu sonuç çıkmazsa bizi hastaneye almıyorlar. Hastaneye giremediğimizden dolayı tedavi olamıyoruz, tedavi olamadığımız için ise hastanede rehin kalma durumumuzda ortadan kalkmış oluyor böylelikle.
Eski dönem ile şimdiki dönemi kıyasladığımızda göze çarpan fiyatlar şöyledir;
SAĞLIK HİZMET SUNUCUSU | ESKİ Katkı Payı | 1 OCAK 2017 Katkı Payı | ARTIŞ % |
2.Basamak resmi SHS | 5 (beş) lira | 6 (altı) lira | 20 |
Eğitim-Araştırma Hast. | 5 (beş) lira | 7(yedi) lira | 40 |
Üniversite Hastaneleri | 5 (beş) lira | 8 (sekiz) lira | 60 |
Özel Hastaneler | 12 (oniki) lira | 15 (onbeş) lira | 25 |
SSK, baktığı 35 milyonluk nüfusa ilacı kendi eczanelerinde dağıtırdı. Toplu alım yaptığından ilaçları çok düşük fiyata mal ederdi. Mesela, etiket fiyatı 10 lira olan öksürük şurubunu toplu alım avantajıyla 1 liraya alırdı. Bir liraya aldığı ilacı çalışana yüzde 20 katkı payıyla 2 liraya satar, kâr ederdi. Şimdi aynı ilaca 10 lira veriyor. Bu sebeple 2002’de 4.3 milyar lira olan ilaç giderimiz, 2015 yılında 15,87 milyar liraya çıktı.
Dikmetaş Yardan, Elif; Demirkıran, Mustafa; Yabana Kiremit, Birgül (2016). Türkiye Sağlık Harcamaları Trendi, Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Yıl 9, Sayı 1, Haziran 2016, ss. 157-176.